Bugün en yakın arkadaşlarımdan birinin doğumunu kutlamak için uzun bir yolculuğa çıktık. Yol uzun olacağı için (3 vesait ve 2 saat) kulaklıklarımızı ve okuduğumuz kitaplarımızı da almayı ihmal etmedik tabi ki. Metroya bindiğimizde her zamanki haftasonu kalabalığı karşıladı bizi, zar zor içeri girdik ve kulaklıkları taktık.
Bir de baktım ne göreyim, gençten bir çocuk koltuğun birine oturmuş, takmış kulaklıkları müzik dinliyor. burda bir şey yok da tam çocuğun arkasında 80 li yaşlarda bir amca ayakta dikiliyor. karşısındaki ikili koltukta ana-kız olduğunu tahmin ettiğim iki kişi kınayan gözlerle bizim malum gence bakıyor. o sırada bir durakta durdu metro, baktım amca inmiyor. dayanamadım, çocuğu dürtüp kulaklığı çıkar işareti yaptım. çocuk şaşırarak çıkardı kulaklığı.
ben: ya pardon görmediniz galiba arkanızda yaşlı bir amca var da yer verir misiniz dedim.
çocuk yıldırım gibi fırladı yerinden, aman amca buyur otur n'olur diye. bizim amca da çetin ceviz çıktı, yok evladım ben ayakta dururum, sen otur diye. ben de ısrar ettim oturun diye ama ne çare.. çocuk baktı amca oturmuyor, isterseniz siz oturun dedi. yok sağolun dedim gerek yok.
tabi bu arada bizi izleyen ana-kızdan anne, biz de söyleyecektik ama kızar diye söyleyemedik dedi, yok görmemiştir,diye cevap verdim bende, çocuk:yok görmedim gerçekten dedi.
o an düşünmeye başladım, aslında eleştirmek, suçlamak yerine elimizden gelen yardımı, uyarıyı yapsak ne kadar da iyi olur diye...
sonra annenin dediğini de düşündüm, insanlar ne kadar da birbirlerinden korkmaya başladı. aslında hepimiz aynı hamurdan yapılmışız bıraksak bu korkuları bu uzaktan fikir yürütmeleri... çok mu şey istiyorum ne? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder